Bu günlerde pek çok kişi içinde bulunduğumuz durum dolayısıyla karamsar. Konuşmalarda memnuniyetsizlik, ümitsizlik, ayrıca gelecekle ilgili kaygı içeren söylemler duyuyorum. Fiziksel olarak öne eğilmiş ve gözlerindeki ışığı kaybetmiş bedenler görüyorum. Hepsinin sırtına elimi koyup veya onlara sıkıca sarılıp geçecek demek istiyorum. Geçecek…
Sen Marie’nın hayat hikayesini biliyor musun? Veya Frankl’ın hayatını duydun mu?
Ben bu hayatları düşündüğümde her zaman umut var diyorum.
Beraber bakalım bu iki insanın yaşantısına;
Kızgın, öfkeli, umutsuzluk içinde yaşamak veya tüm bunları arkada bırakarak yeni bir hayat kurmak arasındaki ince çizgide neyi tercih edeceğimiz bizim elimizde. İki yaşamda da insanın insana ve insanlığa yaptığı zulmü çok net görüyoruz. Belki aynı durumda olan milyonlarca kişi kendine yeni bir hayat kuramaz, yaşadığı acılar ve çektikleri ızdıraba tutunarak yok olurdu. Artık biliyoruz ki ruhsal hastalıklar acıdan değil o acıya verilen anlamdan kaynaklanıyor. Hayatta sorunlar hep var ve olmaya devam edecek. Bunu değiştiremeyiz. Peki biz neyi değiştirebiliriz? Önce acıya verdiğimiz anlamı değiştirebiliriz. Affetmenin aslında karşı tarafa verilen bir lütuf değil bizi özgürlüğe götüren bir yol olduğunu fark edebiliriz. Geçmişi affet. Affetmediğin her şeyin senin hayatını işgal ettiğini fark et lütfen. Kinini, öfkeni serbest bırak. Onun seni sürekli aşağıya çeken ağırlığından kurtul. Hafifle. O zaman yükselmeye başladığını hissedeceksin. Sonra başkaları iyi olsun diye defalarca gösterdiğin çabayı bu kez de kendin için göster. Kimsenin senin yaralarını sarıp sarmalaması gerekmiyor; aynı sevgi, aynı şefkat sende de var. Hayatındaki en değerli ruh sensin. Önce sen sev kendini. İyi misin? Neye ihtiyacın var diye samimiyetle sor kendine. Bir proje / bir hedef belirle ve düşle... Rüzgarı arkana alan kişi olduğunu hayal et. Tüm evren ve çevren senin düşünü gerçekleştirmek için çalışıyor. Hayaller kur. Ve hayal ettiğin şeyi yaşa. Gece yatarken, sabah kalkınca, güzel bir müzik duyunca veya derin birkaç nefes aldıktan sonra içindeki çocuk saflığı ile hayale et. Çünkü senin her şeyi değiştirmeye ve dönüştürmeye gücün var. “O gücü kullan.” Zamanın her şeyi götürüp gittiğini ve yerine yeni deneyimleri getirdiğini biliyoruz. Senin yapman gereken, evrenin sonsuz olasılıkları olduğunu bilerek kendini akışa bırakmak. Sevgiyle,
Comments