top of page

NEFES FALI

Bu ay bir Nefes Koçu olarak sizlere etrafımızdaki insanları nefes alışkanlıklarından nasıl tanıyabiliriz bunu anlatmak istedim. Biz Nefes Koçları danışanlarımıza nefes analizi yaparız. Nefesin gittiği ve gitmediği yerleri fark eder buna göre nefes egzersizleri ve uygulamalar yaptırırız. Nefes analizini ilk yaptığımızda danışana fal gibi gelir, biraz da güleriz.

  • Göğüste nefes yoksa sevgiyi ifade etmede sorun yaşadığını, kalbini kapattığını,

  • Göğüs çok sertse üzüntüsünü ve öfkesini tuttuğunu,

  • Nefesi kolayca veremiyor, verirken tutuyorsa olumsuzluklara tutunduğunu ve kontrolcü olduğunu,

  • Ters nefes alıyorsa hayatının yorucu olduğunu, iyiliği ve yaşam güçlerini iterek uzaklaştırdıklarını,

  • Ruhunun seçimlerinin değil de egonun seçimlerinin peşinden gidenlerin de Solar Plexus bölgesinde nefes problemi olduğunu,

Bunlar gibi birçok konuyu rahatça anlar birkaç seans nefes çalışması ve doğru olumlamalar ile harika dönüşümlere tanık oluruz. Yukarıdaki tespitleri yapabilmek uzmanlık gerektirir, danışanın da gönüllü olması ve değişimi istemesi gerekir. Peki ya hayatta karşımıza çıkan, hatta beraber çalışmak zorunda olduklarımız... Biraz gözlemle sizde karşınızdaki kişiyi analiz edebilirsiniz. İşte ipuçları:

  • Kontrolsüz ve sinirli kişilerin nefesi sığ ve hızlı hızlıdır.

  • Huzurlu, sağlıklı ve kontrolü elinde tutan kişiler ağır tempoda nefes alırlar.

  • Öfkeli ve gergin kişiler halk arasındaki söylemiyle burundan solurlar. Yani ağızdan yavaş bir nefes alıp burundan hızlıca verirler.

  • Hırslıların nefesi sert ve kısadır.

  • Gevşemiş ve huzurlu olanlar ise burunda nefes alıp ağızdan yavaşça verirler.

Bazı kişiler o kadar duyguda kalır, yaşadığı olayları aşamaz ki sürekli o duyguda gibi nefes alır. Aslında nefes otomatik ve doğal olarak gerçekleşen bir olgudur. Peki doğru nefesi nasıl kaybedip yanlış nefes almaya başlarız? Annemizden göbek bağımız kesilerek ayrıldığımız an başlayan nefes maceramızda ilk zamanlar diyafram kasımızı mükemmel bir şekilde kullanır, karnımızı şişire şişire bol oksijenli nefesler alırız. Biz büyüdükçe, egomuz devreye girer; hatalı seçimler yaparız. Daha fazla sevilmek istediğimiz için bazen susar, topluma uyum sağlamak ve toplumda yer edinmek için bazı duygularımızı bastırırız. Özellikle bizim toplumumuzda başkaları bizim yerimize düşünür. Orada gülmemelisin der biri. Ağlayıp duygularımızı ifade etmek isteriz. Bunun için ağlanır mı der, şimdi burada bu yapılır mı? Erkek ağlar mı? Yöneticimiz, eşimiz, bazen bir aile büyüğümüz bir şeyler söyler. Cevap vermek isteriz ama susmamız gerekir. Avaz avaz bağırmak isterken nefesimizi tutar, içimizin derinliklerine ittiririz kelimelerimizi. Bu durum vücudumuzda tıkanıklıklara sebep olur.  Bazen de daha sonra bir hastalık olarak çıkmak üzere bekler. İfade edilemeyen, susmak, bastırılmak zorunda kalınan her olay duygulardan etkilenip sertleşen diyafram kasımızı işlevsizleştirir ve nefesimiz bozar. Siz de biraz gözlem yaparak hem kendi nefesinizi hem de etkileşim halinde olduğunuz kişilerin nefesini analiz edebilir, burnundan soluyanlar varsa o an belki ortamdan uzaklaşabilirsiniz. Hayatta sorunlar hep var ve olmaya devam edecek. Hayatımızı biz kontrol etmezsek gelen duygularla bir yaprak gibi oradan oraya savruluruz. Nefesimizin açık olduğu ölçüde yaşamı dolu dolu yaşar, potansiyelimizi özgürce ifade edebiliriz. Sevgiyi, şefkati, güveni hissedebiliriz. Nefesinizi takip edin. Diyafram kasınızı kullanarak derin nefesler alın. Sevgiye kalın.

Comments


bottom of page