top of page

LÜKÜS HAYAT

Meşhur Alaaddin’in sihirli lambasındaki cin, bir gün karşına çıktı ve sana dedi ki; “Dile benden ne dilersen! Hem de bir değil, iki değil, üç hiç değil! Sınırsız dilek dileme hakkın var.” Ne ya da neler dilersin hiç düşündün mü sevgili okur? ‘Lüküs Hayat*’ operetinin sözleri kulağımda çınlamaya başlıyor yavaştan; Şişli'de bir apartıman Yoksa eğer halin yaman Nikel-kübik mobilyalar Duvarda yağlı boyalar İki tane otomobil Biri açık biri değil Aşçı uşak hizmetçiler Dolu mutfak dolu kiler …. Her dilediğinin gerçek olma düşüncesi insanı mest ediyor. Dileklerinin gerçek olduğunu hayal ederken suratında beliren ifade ile aynaya bakınca daha da bir gülesi geliyor insanın. Hazır keyifler yerindeyken bir soru geliyor hazır mısın? “Peki sen dileklerinin gerçekleşmesine hazır mısın?” Çalıştığın işyerinde üst düzey yöneticisi olmak en büyük dileğin mesela. Yönetici olduktan sonraki o yoğun tempoya, uzun süren mesailere, seyahatlere, liderlik yönünü her zaman daha da geliştirmeye, yeri geldiğinde daha da hırslı hatta bazen iş arkadaşlarınla olan ilişkilerinde ‘profesyonel’ olmaya vs. hazır mısın? Şu an yaptığın işte dünyaca tanınıp ‘bir numaralı kişi’ olmayı diledin belki de. Herkesin iş yapmak, eğitim almak vs. istediği biri olmanın getireceği talepkârlık ve çalışma yükümlülüğünü göğüsleyecek kadar çalışkan olabilir misin? Sigara ya da alkole olan bağımlılığından kurtulmak istiyorsun diyelim ki. Bundan kurtulduktan sonra hayatının kalan kısmında sağlıklı yeme alışkanlığı edinip, hayatının merkezine sporu koyabilecek misin? Örnekleri çoğalmak mümkün… Bir şeyi dilediğimiz zaman asıl önemli olan nokta dileğin kendisinden çok bizim o dilekle ilgili zihnimizde olan ön yargılarımızla yüzleşebilmemizdir. Yüzleşip o duygu, düşünce ya da hissin varlığını kabul edip vedalaştığımızda o dileğin olmayacağı ile ilgili blokajı çözmek için bir adım atmış oluruz. Ben bu özelliğimin farkına vardım, onunla vedalaştım, artık hayatıma gelecek olanlar için gerekli sorumluluğu almaya hazırım deriz kendimize, zihnimize. Ön yargının kırılmasıyla oluşan boşluğu, o dileği hak ettiğin düşüncesini koyabildiğinde aslında dilek kapılarının sonsuz ve sınırsız olduğunu görebileceksin sevgili okur. Hep var olduklarının ama zihnin -kendini korumak adına- o kapıları göstermediğini anlayacaksın. Zihni ikna etmenin yanında, dileğini kalben isteyerek, olacağına ‘yürekten’ inanarak ve dileğin olmuş gibi düşünüp, olduktan sonra hissedeceğin bu duyguyu bedeninde hissedip defalarca bunu tekrar ettikten sonra çaldığın kapının bir süre sonra açıldığını göreceksin. Çünkü inancın etkisi; bilmenin etkisinden çok daha önemlidir. Kalbin isteği çok güçlü ise zihin ikinci planda kalabilir. Hepimiz fiziksel bedenimizde egosal isteklerimizin varlığı ile hayatımıza devam edip planlar yapıyoruz. Bu su götürmez bir gerçek. Dileklerimizin daha doğrusu neyi ne için dilediğimizi bilmemizin kendimizi bulmak adına çıktığımız yollarda bizlere yapacağı rehberlik bence muazzam olur. Yol da biziz yolcu da biziz çünkü. Öte yandan, eğer bu dilek dileme - kapı açma olayını layıkıyla çözmeyi başarırsak, önce maddi dilekler; sonrasında iç huzur ile ilgili dilekler ve nihai olarak akışın içinde olma dileği gerçekleşmiş olur. Ben hala çabadayım. Çabanda bir ışık yakarsam ne mutlu bana. Sevgiler. Kaynakça: https://tr.wikipedia.org/wiki/Lüküs_Hayathttps://karnaval.com/sarkilar/lukus-hayat-78565

Commentaires


bottom of page