top of page

GÜVEN

Gerçek ben:    ‘Naber ben?’ Sahte ben:       ‘Hiç iyi değilim, hayatım bu ara çok sıkıcı. Çalışmaktan, çabalamaktan,  yorgunluktan bıktım.’ Gerçek ben:    ‘Şükret!’ Sahte ben:       ‘Neyime şükredeyim, bu sıkıcı yaşamıma mı?’ Gerçek ben:    ‘Yaşamım derken? “Yaşamın” senin mi acaba?’ Sahte ben:       ‘Efendim…’ Gerçek ben:    ‘Yaşayan sen misin diyorum?’ Sahte ben:       ‘Ne saçmalıyorsun? Görmüyor musun? benim tabi. Görmüyor musun, şu hayatta ne sıkıntıyla yaşadığımı, şu hayatın zorluklarını?’ Gerçek ben:    ‘Hayatı görüyorum tabi ama senin gördüklerini değil. Benim gördüğüm hayat keyifle akıyor. Sen de bakışını değiştirirsen, görürsün bak hayat da değişiyor.’ Sahte ben:       ‘Tabi tabi…Ay sonunu hesaplayan sen değilsin!’ Gerçek ben:    ‘Endişelenme, güven sadece…’ Sahte ben:       ‘Gencim, sağlıklıyım çok şükür, az biraz birikmişimde var ama hayat gitgide zorlaştı.’ Gerçek ben:    ‘Güven dediysem sahip olduklarına demedim. Yaşlanırsın, gençlik biter. Hasta  olursun, sağlığın gider. Paran ise bir şey çıkar, bitiverir birden.’ Sahte ben:       ‘Çok sağ ol içimi ferahlattın, tüm endişelerim bitti gerçekten bir anda.’ Gerçek ben:    ‘Güven dediysem parana, sağlığına, gençliğine, güzelliğine demedim. Onlar  zaten senin değil ki!’ Sahte ben:       :( Gerçek ben:    ‘Kendine güven…’ Sahte ben:       ‘Benim özgüvenim çok yüksek bir kere..’ Gerçek ben:    ‘Senin özgüven dediğin birkaç kuru ego cümlesi… Onlar da geçici. Geçici birşeye güvenilemez. Sen kalıcı ‘sen’i bul. Bak o zaman gelir zaten, sen de var olan gerçek güven.’  

Comments


bottom of page