Ben Kimim? Neden hep ben? Dönüşüm için ne yapmam gerek? Mutluluk nedir? Huzur'u nasıl bulurum? … Gibi binlerce soruyu kendimize sorarız. Ancak bilmeyiz ki tüm bu soruların cevaplarının içimizde olduğunu.. Yargılarız, zorlarız her duruma karşı kendimizi.. Ben kim miyim? Ben evrenim, ben sevgiyim, ben enerjiyim, ben huzurum, ben gücüm, ben BEN’im. Peki “Ben” dediğimiz nedir? Beden olarak algılansa da “BEN” saf benlik’tir. Özdür. Zihnimizin bizi yönlendirdiği Ego’lardan sıyrılmış ruhtur. “Nasıl bulacağım saf benliğimi?” diye sorduğunu duyar gibiyim: Yoga ile bir adım atarak başlayabilirsin... Zihnimizi durağan ve berrak bir hale getirmeyi, kalbimizi sevgiyle açmayı ve özgür bir bedene sahip olmayı, asla “Asla” dememeyi anlatır. Saf bilinç ve öz farkındalık ile kendimiz ile tanışmaya davet eder. Duygularımızı kontrol etmeyi öğretir. Ve bu haller içinde bizi büyütür ve olgunlaştırır. Olanın hayrımıza olduğunu, bir nedenden ötürü bize geldiğini, benliğine sevgi ve şefkat ile yaklaşmayı öğretir. Kendi hayatımdan biraz örnekle anlatmak isterim.. Hayatım boyunca kendimi her şeyin en iyisini yapmak ve en iyisi olmak için şartladım. Bu şartlanma hali altında çoğu zaman ezilip durdum. Sırtıma aldığım yükler beni bambaşka bir insan haline getirdi. Stresli, agresif, sinirli bir Ben.. Benliğimi bulana kadar bir çok soru sordum kendime.. En çok da “Neden ben?” hiçbir sonuca varamadım. Çünkü aldığım cevaplar beni tam olarak tatmin etmiyordu. Kendimi mağdur pozisyonuna sokmak ve bu alanda güvende hissetmek bildiğim bir tavırdı. Aslında bu cevapların hepsinin içimde, benliğimde olduğunu çok da iyi biliyordum. Ama asıl soru onlara nasıl ulaşacağımdı... Herkesin ve her şeyin bir zamanı olduğuna inanırım. Belki de benim için doğru zaman daha gelmemişti. Durmadan yaşadığım sorunlar ve deneyimler tekrara dönüyordu. Şimdi biliyorum.. Çünkü öğreneceklerim daha bitmemişti... Ben nasıl mı değişime başladım? Değiştim demiyorum, çünkü yolun daha başındayım :) Hayat bizi duygusal olarak en dibe çektiğinde sıçrama başlar. Evet ben de dipteydim. Artık bir şeyler yapmanın zamanı gelmişti ve bu dönüşüm yolunda bir adım atmaya karar verdim. Öncelikle Usui Reiki ile tanıştım ve benim için akış başladı. Bedenimin ve evrenin gücünü fark ettiğim de nereden bakarsam hayatımı bu yönde ilerletebileceğimi gördüm. Ve Yoga, Yoga benim için bir tutku, aşk... Tüm sorularımın cevaplarını bulduğum bir okul... Hayatım boyunca zorlayarak yaptıklarımın aslında bedenimde ve ruhumda hasar bıraktığını, sadece bir poz içindeyken anlamama neden olan en büyük hoca.. Bu süreçte kendine hoşgörülü davranmanın, sevgiyle kucaklamanın, olanı olduğu gibi kabul etmenin hafifliğini yaşadım. Kendimi tanıdıkça aslında hiç tanımadığım bir ben buldum. Çoğu zaman farklı bir göz gibi dışarıdan izledim kendimi ve gördüğüm bu yeni beni çok sevdim... İzledikçe öğrendim. Öğrendikçe olgunlaştım.. Nasıl mı mutlu, huzurlu oluruz? Bir şeyi zorlamadan... Zorluğa direnmek insan üzerinde enerji kaybından başka bir şey değildir. Kendimizi dibe çekmek ne kadar kolay ise aslında yukarı çıkarmakta bir o kadar kolaydır. Bu durum tercihlerimizle doğru orantılı olduğundan, biz alışkanlığımız olan negatifi görmeyi seçeriz. Çünkü bilinen mağdur olmaktır... Beklentiden uzak durmak mutluluğu ve huzuru beraberinde getirecektir. İşin sırrı aslında çok basit. Önce kendini sev. Sen kendini sevmezsen eğer kimse seni sevemez. Sen kendine saygı duymaz, değer vermezsen eğer kimseden bunu bekleyemezsin. İyileşmek için yüreğinin sesine kulak ver. İçinden geçtiğin karanlığın sonu hep aydınlık... Her kışın sonu bahar... Yeter ki umudun gücünden şüphe etme. Şems der ki: “Sabır; dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.” Her şey senin elinde... Bahçene istediğin tomurcukları ek, bereketin ile sula ve sabrınla bekle... Kabul et, affet, hoş gör, sev, teşekkür et... Ve hayat aktığı şekilde devam ederken sen neşeyle, huzurla büyümeye devam et keyifle.. Bırak ne geliyorsa gelsin sana.. Sen sadece gülümse... İnan bana ben yapabiliyorsam eğer, sen de yapabilirsin... Namaste...
top of page
bottom of page
コメント