Tüm Yazılar

Sevdiğim insanları düşünüyorum. En yakınlarımı, en sevdiklerimi, en onsuz yapamadıklarımı… Sonra içimi bir ürperti sarıyor. Ya doğruysa? Ya sadece o duyguyu hissedebilmek için tüm yaşantımızı inşa ediyorsak onların üzerine?

Tai Chi, Meditasyon esnasında hareketsiz durmaktan rahatsız olan zamanın Tao'cu Üstatları tarafından geliştirilen yavaş, dingin,...

Tai Chi, Meditasyon esnasında hareketsiz durmaktan rahatsız olan zamanın Tao'cu Üstatları tarafından geliştirilen yavaş, dingin,...

Saat sabahın dördü. Sensizliğin bilmem kaçı kaç geçtiği anlar.

Genel olarak 2 çeşit mutluluk hormonu var; Serotonin ve Dopamin. Serotonin iyi bir hormon, çünkü öyle hemen aniden inip çıkmıyor, istikrarlı ve bize gerçekten doyum hissi veriyor, kendinden memnuniyet ve tam iyilik hali dediğimiz mucizevi etkiyi yapan hormon. Kardeş hormon oksitosin ile birlikte bizim en iyi halimiz için çalışıyorlar resmen.

Bir bardak su istedim üst komşumuzdan. Dilim damağım öyle bir kurumuş ki, getirdiği bir bardak su dünyanın en güzel içeceği, getiren komşuda o an benim kahramanım gibi olmuştu. Suyu bitirdikten sonra, su her zamanki su, kahramanım gözümde normal birine dönüşmüştü.

Tatil için seçtiğiniz şehri, konakladığınız oteli, nerede yemek yiyeceğinizi, sabah uyandığınızda hangi kıyafeti giyineceğinizi, bu kıyafetin türünü, markasını kim seçiyor?

Yavaş adımlarla uçurumun kenarına yaklaştım. Hızlı hızlı çarpan kalbimin sesi, rüzgârın derin ıslığı ve kuşların neşeli şarkıları dışında havada derin bir sessizlik vardı.

Zayıf, iri kahverengi gözlü çelimsiz kadın, küçük ellerini birbirine ovuşturarak ısınmaya çalışıyordu.  Kalın hırkası artık onu ısıtmayacak kadar inceydi bu mevsimde.

Zayıf, iri kahverengi gözlü çelimsiz kadın, küçük ellerini birbirine ovuşturarak ısınmaya çalışıyordu.  Kalın hırkası artık onu ısıtmayacak kadar inceydi bu mevsimde.

Sevgili dostlar, Şubat ayı denince akla ilk 14 Şubat Sevgililer Günü geliyor. Birçok kadın güzel hediyeler alıp, sürprizler yaşarken; erkekler ne alacaklarını, bir kadını nasıl mutlu edebileceklerini düşünüp, ‘kadınlar ne ister?’ sorusuna cevap aradılar. Kadınlar ne ister başlıklı birçok yazı yazıldı bu güne kadar, birde benden dinleyin;

Bu ay hepimizin, yoğun bir şekilde yaşadığı değişim kavramı üzerine yazmak istedim. Hayvanlar, doğa, insanlar, her şey, varoluşun birer parçasıyız.

Aman ya Rabbi! Neden ben? Neden bunları yaşıyorum? Neden bu insanları çıkarıyorsun karşıma? Ben bunları hak edecek ne yaptım? Oysaki ben şöyle iyiyim, böyle iyiyim, süperim ben. Tamam, hep karşıma çıkanlar suçlu, hep onlarda kabahat, hep onlar kötü ama neden, neden ben?

Hiçbir zaman düşünmedim neden onlara ayrı ayrı hayran olduğumu. Belki de hayat hikâyeleri aynı olduğu için onlar beni teker teker buldu.

Bu sabah yağmur uyandırdı beni tatlı bir telaşla. ‘’Haydi uyan, okula geç kalıyorsun’’ diyen annemin yumuşacık, kadife sesi kulaklarımda.

Kovaladıkça kaçan ateş böceğim misin ?

Gerçek nedir? Doğru ve yanlış ne demektir?  Bu soruların genel geçer bir karşılığı yoktur. Bulunduğumuz zamana, aldığımız derslere ve olgunlaşma durumumuza göre değişkenlik gösterirler.

Çocukluğunu hatırla. Küçücük dünyanı altüst eden, o kısıtlı dağarcığınla baş edemediğin, bütün savunmasızlığınla altında ezildiğin...

Şimdi sanki her şey kısacık bir anda yaşanıp bitmiş gibi geliyor. Sanki evimize gelişinden gidişine kadar koskoca on sekiz yıl geçmemiş...

Bir ağaç altında oturmakta şifalı bir şeyler var. O hep orada. Duruyor öylece. Mevsimden mevsime, yıldan yıla yavaşça büyüyor. Sen gidip...